Dijital teknoloji hem dost hem de düşman

Modern veri teknolojileri gazetecilerin çalışmalarını kolaylaştırırken, kendilerine karşı bir araç haline de gelebiliyor.

Dijital teknoloji hem dost hem de düşman

Dijital teknoloji hem dost hem de düşman

Yakın geçmişin kimi önemli gazetecilik faaliyetlerini dijital teknoloji olmadan tasavvur etmek bile mümkün değil. Örneğin vergi cennetleriyle ilgili yürütülen “Offshore-Leaks” projesi. Nisan 2013’te bilinmeyen bir kaynak, 200 gigabyte’tan daha büyük hacme sahip 2,5 milyon veriyi Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Birliği ve bazı basın çevrelerine iletmişti. Belgeler arasında elektronik postalar, pdf dokümanları, fotoğraflar ve veri bankası kayıtları bulunuyordu. Dijital yazılımlar olmaksızın gazetecilerin bu verileri analiz etmesi ve vergi cennetlerinde şüphe uyandıran ticari faaliyetlerin öyküsünü kaleme alması mümkün olmayacaktı.

İnternet üzerinden haber araştırması

Yazılım, veri analizi açısından, internetse muhtemel haber kaynaklarına ulaşılması bakımından dijitalleşmenin faydalı sonuçları arasında yer alıyor. Diyelim bir gazeteci özel bir şirket ya da bir resmi makamla ilgili araştırma yapıyor. Bir kariyer portalı üzerinden kurumun eski çalışanlarına ulaşabiliyor. Böyle bir araştırmada çalışanların yazdığı özgeçmişler veya faaliyet profilleri bu firmaların çalışmaları hakkında da ilk ipuçları arasında yer alıyor.

Bununla birlikte bilgiye ulaşmayı bilenler sadece gazeteciler değil. Haber araştırması için kullanılan aynı ya da benzer nitelikteki teknikler, devletler ve istihbarat servisleri tarafından da şüpheli bulunan elektronik postaları ya da internet ortamındaki görüşmeleri ayıklamak için kullanılıyor.

İnternet üzerinden savaş

Bilişim teknolojisi uzmanları internetin bir savaş alanına dönüştüğüne ve internetin istismar edilmesinin arkasında büyük politik mücadelelerin yattığına dikkat çekiyor.

ABD’de gazetecilik zorlaşıyor

Dijital devrim ve internet bu açıdan bakıldığında enformasyon özgürlüğü anlamına gelmiyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünden Hauke Gierow dijitalleşme hakkında şunları kaydediyor: “Dijitalleşme bir dizi yeni fırsat sunuyor ama kendi içinde yeni riskler de taşıyor. Bunu çok net görmek mümkün. Suriye’de vatandaş gazeteciliği ya da blog yazarlığı kapsamında insanlar internete bir video yüklediği zaman Batı’da daha önce sahip olmadığımız bilgilere ulaşıyoruz. Ama dijitalleşmeyle birlikte aynı şekilde bir hükümet de istediği takdirde insanları izleme imkânına kavuşuyor. Ve burada Avrupa ve Alman izleme tekniklerinin kullanıldığını da belirtmek gerekir. Bunlar bir nevi gazetecileri ortaya çıkarmak için ellerinde bir araç haline gelebiliyor.”
Gierow Çin’de belli kelimelerin arama motorlarına yazılması halinde veri aktarım hızının bir süreliğine düşürüldüğüne dikkat çekiyor.

‘İlk temasta kimlikler gizli tutulmalı’

Edward Snowden’ın yaptığı ifşaatlar gözetlemenin sadece baskıcı rejimlerin hüküm sürdüğü ülkelerle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor. Offshore Leaks projesine katılan gazeteci Sebastian Mondial demokratik ülkelerde de haber kaynağını koruma konusunda durumun endişe verici olduğunu belirtiyor. Mondial ilk temasta gazetecinin ve haber kaynağının içerikle ilgili konuşmaması ve kimliliklerin gizli tutulması gerektiğini vurguluyor.

Mondial şunları belirtiyor: “En azından normal elektronik kanallar üzerinden çok fazla açıklama yapılmamalı. Bazı medya şirketlerinin güvenli dosya paylaşım ortamları var. Burada birinin isim vermeden elimde sizi ilgilendiren bir bilgi var demesi mümkün. Ve gazeteci de güvenli bir kanal üzerinden evet bununla ilgileniyoruz diye yanıt gönderebilir. Ondan sonra bir randevu ayarlanır. Ancak o zamana kadar ne haber kaynağının ne de gazetecinin kimliği açıklanmalı.”

‘Skype ve Facebook kullanmayın’

Mondial meslekî kullanım açısından belli hizmetlerin kullanılmaması gerektiğini belirtiyor. Skype’ın yasal dinleme ara yüzü olduğuna dikkat çeken Mondial istihbarat servislerinin de prensipte bundan faydalandığını belirtiyor. Aynı durum Facebook için de geçerli.

Sebastian Mondial şöyle açıklıyor: “Hangi hizmetlerin polisin ve soruşturma makamlarının müdahalesine imkan tanıyan bir yasal dinleme ara yüzü olduğuna bakarak, kullanılmaması gereken hizmetlerin bir listesi çıkartılabilir. Zira gizli servislerin yetkileri bunun ötesine geçmez. Buna bir örnek Microsoft’un sahibi olduğu Skype. Bir arayüzü var ve bunun üzerinden kimin kiminle iletişim halinde olduğunu ve kaydedilmiş içerikleri iletebiliyor. Facebook kapalı bir sistem ancak orada da enformasyonların hepsi kaydediliyor elbette.”
Kaynak:Deutsche Welle Türkçe

Share