Nesli tükenmiş yeni bir insan türü keşfedildi

Arkeologlar, Güney Afrika’daki bir mağaradan çıkarılan binlerce fosil üzerindeki araştırmaları sonucunda yeni bir insan türü ortaya çıkarıldığını açıkladı. Homo naledi olarak açıklanan tür, modern insanın ‘küçük beyinli’ hali olarak tanımlandı.

homonaled-neardental

Bilim insanları, Johannesburg kentinin dışında yer alan Rising Star mağara sisteminde buldukları 1,500’den fazla fosilin yeni bir insan türüne ait olduğunu açıkladı. Antik insanlar tarafından ev olarak kullanılan, deniz seviyesinden 1,450 metre aşağıdaki mağarada en az 15 ilkel insana ait 1,400 kemik ve 140 diş bulundu.

15 kişilik uluslararası bir ekibin yıllar süren çalışmasında, fosiller Rising Star içinde yer alan ve geçişi çok zor olan ‘Dinaledi Odası’nda bulundu.

eLIFE dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Homo naledi ilkel ve modern insana ait özellikler gösteriyor. Türün en belirgin özelliği ise beyninin Homo sapiens’e kıyasla küçük olması.

Londra Doğal Tarih Müzesi’nden Chris Stringer, Homo naledi’nin beyin hacminin sadece 550cc olduğunu ve bu haliyle modern günümüzdeki gorillere benzediğini belirtti. Witwatersrand Üniversitesi’nden Lee Berger, Homo naledi’nin düz değil daha kıvrık parmak ve omuzlara sahip olduğunu, gövde ve kalçalarının ise daha ilkel kaldığını belirtti. Türün ayak bilekleri, elleri, ayak ve bacakları ise modern insanın en yakın akrabası Neandertallere benzerlik gösteriyor.

homonaledi-kemikleri

Berger, Homo naledi’nin ayak yapısı sayesinde insan gibi hareket edebildiğini ifade ederken, diş ve çene yapısı itibariyle hem etçil hem de otçul olduğunu anladıklarını söyledi.

2 milyon yıl öncesine uzanıyor

Araştırma ekibinin başında yer alan Simonm Fraser Üniversitesi’nden Marina Elliott, ‘Dinaledi Odası’na girişin, Tutankamon’un mezarını keşfeden Howard Carter’ın içeriye ilk adımını atması olarak tanımladı.

kafatasi

Bilim insanları, kemikler üzerinde yapılan analizlerde Homo naledi’nin yaklaşık 2 veya 3 milyon yıl önceye uzanıyor olabileceğini, dahası, fosillerin 100 bin yıl öncesine de ait olabileceğini belirtti. Bu durumda, Homo naledi’nin modern insanın atalarıyla aynı dönem yaşamış olma ihtimali bulunuyor.

Yaşamış oldukları zamanın kesinleşmesi halinde, yeni türün ‘Homo’ olarak sınıflandırıp sınıflandırılmayacağı netleşecek.

Discovery News’e konuşan antrolopolog Ian Tattersall, ‘bulunan kemiklerin birden fazla türe ait olabileceğini ve Homo tanımı yapılmadan önce daha fazla analiz gerektiğini’ savundu.

Keşif ekibinde yer alan arkeologlar ise yeni bulgular ışığında modern insanın Afrika‘dan göçü hakkında yeni bilgiler elde edilebileceğini belirtti. Stringer, bazı Homo türlerinin Afrika’dan bağımsız olarak ayrılmış olabileceğini öne sürdü.

Ölülerini gömüyorlar mıydı?

Bilim insanları, dar bir hava boşluğundan geçilen Dinaledi Odası’nda bulunan kalıntıların akla birçok soru getirdiğine dikkat çekti. Homo naledi’nin yanı sıra kemirgenlerin ve mağaraya yanlışlıkla girdiği düşünülen bir baykuşun kemikleri bulunan mağarada başka hiçbir omurgalının izine rastlanmadı. Mağaradaki izler, Homo naledi’nin ölülerini buraya gömmüş olabileceği düşüncesini doğurdu.

kafatasi-yandan

Witwatersrand Üniversitesi’nden Lee Berger, yırtıcı hayvanların insan kalıntılarını Dinaledi’ye taşımış olmasının düşük ihtimal olduğunu, aşağı açılan boşluktan onlarca insanın aşağıya düşmüş olmasının da akla yatkın olmadığını belirtti. Kemiklerin bazılarının mağaranın alt bölmesine inemeyecek çocuklara ait olması, bilinçli olarak bu bölüme girilmediğine işaret etti.

Tüm değerlendirmeler ele alındığında, Homo naledi’nin ölülerini bölmeye açılan boşluktan aşağı bırakmış olabileceği düşüncesi öne çıktı.

Dinaledi Odası’ndan altı kadın arkeoloğun çıkardığı kemiklerle bir araya getirilen kafatası, el ve çene kemiği, 25 Eylül’e kadar Ulusal Doğa Müzesi’nde sergilenecek.

Share